Türkiye 14 Mayıs’ta sandık başına gidiyor. Cumhurbaşkanı ve milletvekillerinin seçileceği seçimler öncesi, siyasetçiler de fikirlerini, görüşlerini ve vaatlerini kamuoyuna aktarmaya devam ediyor.
tv100’de yayınlanan Az Evvel Konuştum programına konuk olan AK Parti Genel Lider Yardımcısı ve Tanıtım ve Medya Lideri Hamza Dağ, Candaş Tolga Işık’ın sorularını yanıtladı.
Hamza Dağ’ın açıklamalarından değerli detaylar şöyle:
“AK Parti seçmeni yerinde”
(Memleket Partisi’nin oylarının tamamı Millet İttifakı’ndan geliyor, sizin seçmen hala duruyor mu tıpkı yerde?)
Bizim seçmen duruyor. Bizim adayımız esasen yıllardan beri aşikâr. Yeni bir aday durumu kelam konusu değil. AK Parti seçmeni 5 yıllık mühlet zarfında bizim oylarımızın çıktığı indiği vakitler oldu. Bu süreçlerde seçmenlere baktığımız vakit bizim seçmenlerin tamamı kararsız durumda bulundu. Seçim yaklaştıkça, kararsız seçmenin bize hakikat yöneldiğini görüyoruz.
“En güç vakitte, bizim taban seçmen kitlemiz var”
2022 yılı dünyanın en güç yılı olarak tarihe geçti. Rusya Ukrayna savaşıyla bir arada güç fiyatlarının fırlamasını daima birlikte yaşadık. Bunların maliyetinin bize yansıması oldu. En sıkıntı vakitte bizim minimum seçmen kitlemiz var. Birinci cinste Recep Tayyip Erdoğan üzere bir faktör olmasa birinci tıpta bu ülkede cumhurbaşkanlığını alabilecek bir durum kelam konusu olabilir mi?
“Kazanacak durumdayız”
Biz şu anda birinci tıpta Allah’ın müsaadesiyle bu seçimi kazanacak duruma yanlışsız yol alıyoruz ve şu anda kazanacak durumdayız. Birinci cinste Sayın Recep Tayyip Erdoğan tabi ki cumhurbaşkanı oluyor.
“Türkiye’nin her yerinden oy alıyoruz”
Karşı tarafın bir ortak liste çalışması var. Onun vilayetlere yansımasını takip etmek lazım. Bizim şöyle bir avantajımız var. Biz AK Parti olarak Türkiye’nin her yerinden oy alan bir siyasi partiyiz. Münasebetiyle Türkiye’nin her yerinden oy alan bir siyasi parti olarak bizim almış olduğumuz oy oranının üstünde mecliste temsiliyetimiz oluşuyor. Bu yıllardır bu türlü.
Mecliste olağan kurallarda bize 240-245 milletvekili getirmesi lazım. Fakat biz geçen sefer 300 milletvekili çıkarttık. CHP yüzde 25 oy alıyor. Yüzde 25 oy ile meclise 150 milletvekili çıkartması lazım. Fakat 130 milletvekili alıyor. Niçin? Zira biz Türkiye’nin her yerinden temsiliyetimiz olduğu için biz almış olduğumuz oy oranının üstünde milletvekili alıyoruz.
Neden ortak liste yapılmadı?
(Cumhur İttifakı neden ortak liste yapmadı?)
Bu çok yanlışsız bir anlayış değil, bir evvelki seçimde MHP ile farklı bir listeyle girmiştik. Büyük Birlik Partisi ve Tekrar Refah Partisi seçime farklı bir listeyle girmek isteyince tıpkı ittifak içinde 2 siyasi parti farklı bir listeyle girince MHP de biz de farklı bir listeyle girmek istiyoruz dediler.
-(Milletvekili listesinde yer almayan bakan var mı?) Listede yer almayan bakan var.
3 periyot kuralı geçerli
Biz 2018’de 3 periyot kuralını uygulamadık, uygulayamadık. Vakit çok dardı, erken seçim oldu. Ben üç periyodu hem MYK’da savundum hem birebir Sayın Cumhurbaşkanımızla konuşmamda hem alanda teşkilatlarımızla yaptığımız görüşmelerde. Başvuruyu usulen yaptık. Çok net bir biçimde 3 periyot kuralının uygulanması gerektiğini söyledik. 20 sene 25 sene daha bu ülkenin bu partiye muhtaçlığı olduğu kanaatindeyim. 25. periyoda orta verme ve devir olarak saymadan 26, 27 periyotta 3 devri üst üste yapan bu devir orta verecek.
“Diğer partilerle görüşmeden evvel Cumhurbaşkanımız, Bahçeli ile konuştu”
Biz öbür siyasi partilerle görüşme yapmadan evvel her birinde Cumhurbaşkanımız Devlet Beyefendisi konutunda ziyaret etti, bilgilendirdi. Külliyedeki görüşmelerde hepsi görüşüldü. Dolaylı irtibat dahi kurulmadan evvel her seferinde Sayın Cumhurbaşkanımızın şahsen her ikisi bu ittifakta genişleme süreçleri ortaya çıkmaya başlamadan evvel her seferinde görüştüler konuştular.
“Türkiye’nin en değerli sorunu ekonomiyi çözmek için uğraşıyoruz”
(Türkiye’nin en değerli sorunu ne?)
Deprem devrinde zelzele çıkıyor doğal olarak. İktisat sorunu yok demiyoruz bu türlü bir şey var fakat çözeceğiz, çözüyoruz çözmek için uğraşıyoruz. Sarsıntının kesinlikle iktisada bir tesiri oldu. Allah’a şükür süratle iktisat çarkları döndü. Bizim pandemiden sonra bir karar vermemiz lazımdı. Bu kritik bir karar. Vatandaşımızın bunu değerlendirmesinde yarar var. Pandemiden sonra dünyada aslında emtia fiyatları artışı, rekabet alanlarının bozulması, tedarik zincirlerinin bozulması hepsi ister istemez bir enflasyona bir ekonomik kasvet doğurdu. Faizleri dünya artırdı, biz ya sabit tuttuk ya da indirdik. Burada karar verdik. Burada bize müspet alanda dönüşü istihdam alanında oldu.
“En kıymetli vaadimiz, enflasyonu düşürmek”
Dünyadaki enflasyon artışıyla bir arada biz faizle ilgili yaptığımız işte enflasyon dünyadaki oranın üzerinde bizde artış oldu. Artık onun aşağıya hakikat eğiliminde inmeye başladığını görüyoruz. Bundan sonra bizim önümüzdeki periyotta seçim vaadi olarak ne yapacaksınız diye sorsanız bizim en kıymetli vaadimiz enflasyonu aşağıya indirmek.
“Bütçede bir problemimiz yok”
Bütçede bir sıkıntımız var mı? EYT’yi bile çıkarmamıza karşın bütçede bir meselemiz yok. Bizim şu anda ihracatta bir sıkıntımız yok. Bizim istihdamda bir meselemiz var mı? Daha aşağıya inebilir. Lakin baktığınız vakit öteki kalemler noktasında tekrar üzücü gitmeyen bir durum kelam konusu. Burada enflasyon en değerli sorunumuz. Mayıs-Haziran aylarıyla bir arada enflasyonu indirmeye devam edeceğiz.
“TÜİK 500 kalem için açıklma yapıyor”
TÜİK yalnızca enflasyonu açıklamıyor. TÜİK 500 tane kalem açıklama yapıyor. Hiçbir halde o ‘500 kalemlerle ilgili oynama olmuyor’ deyip de ‘sadece enflasyonda oynama oluyor’ bana çok inandırıcı gelmiyor. Muhalefetin bilgi açıklamış olduğu birtakım şirketler var o şirketlerin merdiven altı şirketleri olduğuna dair de paylaşım da yapmıştım.
“İnce’ye yönelen gençler, ya sandığa gitmeyecek ya da bize oy verecek”
“Mehmet Şimşek de görüşlerini bize söz ediyor”
Mehmet Beyefendi partimizin üyesi partimizin üyesi görüşlerini her vakit bizlere tabir ediyor. Münasebetiyle Mehmet Beyefendi bizim önümüzdeki devirde en değerli vaat noktasında birinci işimiz afete karşı dirençli kentler sarsıntıdan sonra bu değerli hale geldi. Yalnızca zelzeleyle birlikte değil, biz şu anda bir afetin içinde yaşıyoruz. Bizim coğrafyamızda 1880’de doğup 1950’ye kadar yaşamış olanlar çok sıkıntı bir periyot geçirmişler. Artık de 2000’li yılların başlarında yaşayanlar, hem kuraklıkla önemli manada karşı karşıyayız. Bu yaz neyle karşılaşacağımızı bilmiyoruz. Belediyelerin bu mevzuyla ilgili bir açıklama yaptığını da görmüyorum.
