Türkiye, 14 Mayıs tarihinde sandığa gidiyor…
Tarihin netlik kazanmasıyla birlikte siyaset arenasında hararetli anlar yaşanmaya başladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen İlim Yayma Vakfı 52. Genel Heyeti’nde iştirakçilere seslendi.
Kişi başı ulusal gelirin 10 bin 650 dolara yükseldiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Her alanda destan yazan bir Türkiye var.” vurgusu yaptı.
“Milletimize yeni muştular vermeyi sürdüreceğiz”
Yeni muştuların vatandaşlarla buluşturulacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle konuştu:
Hem asrın felaketiyle uğraş ediyor hem de asrın projelerini tek tek gerçeğe dönüştürüyoruz. Bugün hem sarsıntının yaralarını saran hem de emekçisine, memuruna, emeklisine her türlü dayanağı veren bir ülkeye kavuştuk. Önümüzdeki günlerde milletimize yeni muştular vermeyi de sürdüreceğiz. Asıl büyük başarımız, yasakları kaldırarak, insanımızın iradesine vurulan zincirleri kırarak, milletimize yürek ve özgüven kazandırmamızdır.
Seçimlere ait de bildiri veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Mayıs seçimlerinin Türkiye için bir dönüm noktası olduğunu belirtti.
“14 Mayıs seçimleri tarihi bir yol ayrımıdır”
Muhalefete terör örgütleriyle iş birlikleri üzerinden reaksiyon gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan şu sözleri kullandı:
Yeni bir seçimin eşiğindeyiz. Elbette her seçim kıymetli fakat 14 Mayıs seçimleri tam manasıyla tarihi bir yol ayrımıdır. 14 Mayıs’ta milletimizle bir arada bu zaferi perçinlediğimizde yeni bir devir başlayacak. Terör örgütleri ile ele ele omuz omuza yürütyen bu insanlardan vatanımıza milletimize rastgele bir yarar gelebilir mi? Terör örgütleri ile bunlar diz dize.”
“Kayıplarımızın acısını hepimiz derinden hissediyoruz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu halde:
Bu sene milletçe bir tarafta 11 ayın sultanı ramazana ulaşmanın sevincini, öbür tarafta zelzele felaketinde 50 bini aşkın canımızı yitirmenin hüznünü birlikte yaşıyoruz. Ülkemizin 11 vilayetindeki 14 milyon vatandaşımızın hayatını alt üst eden sarsıntılar yalnızca afetzedelerimizin değil, 85 milyonun hepsinin yüreğine kor ateş üzere düştü. Nasıl vücudun bir uzvu hastalanınca öbürleri huzursuzlanırsa, zelzele bölgesindeki kayıplarımızın acısını da hepimiz derinden hissediyoruz.
İşte bu zahmetli günlerde ramazanı şerifin gönüllerimizi yumuşatan, bize kardeşliğimizi hatırlatan iklimine daha çok muhtaçlık duyuyoruz. Cumhur İttifakı’ndaki ortaklarımızla birlikte dün ve evvelki gün Kahramanmaraş ve Hatay’ı tekrar ziyaret ettik. Hem sarsıntı konutlarının temelini attık hem de iftarımızı afetzede kardeşlerimizle birlikte açtık. Pek çok zorluğa karşın Maraşlı ve Hataylı vatandaşlarımızın hayata yine tutunma azmine şahsen şahit olduk. Temelini attığımız konut projelerinin yeşeren umutları daha da güçlendireceğine inanıyorum.
“Hepimizin depremzedelerimizin yanında olması gerekiyor”
Deprem bölgesinde yaşayan kardeşlerimiz bilhassa bu ramazanı şerifte bizden daha fazla anlayış göstermemizi bekliyor. Hepimizin depremzedelerimizin yanında olması, bu güç günlerinde onları yalnız bırakmaması gerekiyor. İlim Yayma Vakfı’mızın sarsıntı anından itibaren sergilediği dayanışmayı ramazan ayında artırarak devam ettirdiğini görüyoruz. Temel muhtaçlık unsurlarının temininden konteyner kurulumuna, iftar ve sahur sofralarından öğrencilerimize yönelik barınma ve burs imkanlarına kadar geniş bir yelpazede yaptığınız çalışmaları takdirle karşılıyorum.
Vakfımızın tüm gönüldaşlarına samimi uğraşları, fedakarlıkları, milletimize örnek olan hizmetleri münasebetiyle tebriklerimi iletiyorum.
“İnsanlarımız zelzele bölgesindeki kardeşlerini de asla unutmuyor”
Burada sizlerin vasıtasıyla şu gerçeğin altını çizerek söz etmek istiyorum. Bizler paylaşmanın rahmetine, dayanışmanın gücüne inanan bir milletin, ümmetin mensuplarıyız. Bizler komşusu açken kendisi tok yatmayı zul sayan bir medeniyetin müntesipleriyiz. Bizler ramazan ayı geldiğinde çokça infak yapan, ümmetine de infakı artırmayı tavsiye eden bir peygamberin ümmetiyiz. Bizi biz yapan bu kadim pahalar, hudutlarımız içinde ve dışında hamdolsun hala çok güçlü bir formda yaşatılıyor. Ekonomik durumu ne olursa olsun Anadolu insanı, elindekini ve avcundakini muhtaçlık sahipleriyle paylaşmayı sürdürüyor. İnsanlarımız oruçla, Kur’an’la, iftar ve sahur sofralarıyla bu mübarek ayı ihya ve idrak ederken sarsıntı bölgesindeki kardeşlerini de asla unutmuyor.
“Her alanda vakıflarımız faal halde alanda koşturuyor”
Depremin vurduğu kentlerimizde her gidişimizde istekli kuruluşlarımızın gözlerimizi yaşartan faaliyetlerine şahsen şahitlik ediyoruz. Arama kurtarmadan besin ve erzak teminine, barınma gereksinimlerinin karşılanmasından depremzedelerimize maddi manevi takviye verilmesine kadar her alanda vakıflarımız etkin halde alanda koşturuyor. Devletimizin ilgili kurumlarıyla iş birliği içerisinde zelzelenin yaralarının bir an evvel sarılması için canla başla çaba gösteriyorlar. Gösteri yapmadan, reklam ve algı peşinde koşmadan, sağ elin verdiğini sol ele duyurmadan, karşılığını yalnızca Allah’tan bekleyerek sahiden gurur verici işlere imza atıyorlar.
Şöyle kalpten gelen bir Allah razı olsun niyazı için gecesini gündüzüne katan tüm vakıf ve derneklerimizi buradan tebrik ediyorum. Rabbim sizlerin yokluğunu bu millete hissettirmesin. Mevlana hazretlerinin o hoş tabiriyle, “Testinin içinde ne varsa dışarıya o sızıyor.” Kalbinde haset olan, düşmanlık olan, milletin inancına hasımlık olanlarla yüreği ülkesi, milleti ve insanlık için çarpanların farkı burada da görülüyor.
“Bu asalakları kendi hırsları ve ihtiraslarıyla baş başa bırakıyoruz”
Tek parti faşizmi hasretiyle yaşayan, hatta ‘Allahuekber’ lafzına bile tahammül edemeyen bir avuç kendini bilmezin sizlerin bu samimiyetinden rahatsızlık duyduğunun farkındayız. Milletin kaygısıyla dertlenmeyen, milletin ruh kökünden beslenmeyen, iyi hiçbir iş yapmadıkları üzere yapılmasını da istemeyen bu asalakları kendi hırsları ve ihtiraslarıyla baş başa bırakıyoruz.
“Hakkın ve halkın isteği uğrunda aşkla çalışmaya devam edeceğiz”
Tehditlere, zorbalıklara, aba altından soba gösteren kifayetsizlere karşın ülkemize ve milletimize hizmet gayretimizi kararlılıkla sürdürmeliyiz. Şairler sultanı büyük dava ve aksiyon adamı üstat Necip Fazıl, “Tohum saç bitmezse toprak utansın. Amaca varmayan mızrak utansın. Ey gidi küheylan, koşmana bak sen. Çatlarsan doğuran kısrak utansın. Eski çınar artık noel ağacı, kollarda eğrelti yaprak utansın. Ustada kalırsa bu öksüz yapı, onu sürdürmeyen çırak utansın.” diyor.
Evet, üstadın bu mükemmel dizelerinden ilhamla biz de mazlumları asla yalnız bırakmayacak, yetimin, öksüzün başını okşayacak, gariplerin, yolda kalmışların elinden tutacak, gereksinim sahiplerinin yardımına koşacak, soframıza bir tabak da fakirler için koyacak, depremzedelerimizin kaygısına ortak olacak, hakkın ve halkın isteği uğrunda aşkla çalışmaya devam edeceğiz.
“İlim Yayma Vakfı’mız davamızın bayraktarları ortasında yer alıyor”
Yarım asırlık bir çınar olarak kendi alanında güçlü bir geleneği temsil eden İlim Yayma Vakfı’mız davamızın bayraktarları ortasında yer alıyor. Vakfımız kuruluşundan bugüne geçen 50 sene boyunca ülkemize ve milletimize iyi kuşaklar yetiştirmenin cehdiyle çalışıyor. Ben İlim Yayma’nın şu anda ebediyete irtihal etmiş büyüklerimize, çünkü o topluluktan yetişmiş bir kardeşiniz, bir evladınız olarak ne desek boş. Üzerlerimizde çok büyük emekleri oldu. Biz de İlim Yayma’nın evvel Vefa’daki ahşap binasından, daha sonra Çarşamba’ya, daha sonra Darülaceze’ye, buralardan geçerek elhamdülillah bu topluluğun, bu cemiyetin içerisinde o taslar ve o tasların içindeki çayları yudumlayarak yetiştik ve bugünlere geldik.
Tam yarım asırdır her biri milletimizin göz aydınlığı olan binlerce genç bu çatı altında ilimle, irfanla, hikmetle yoğurularak hayata hazırlanıyor. Vakfımızın tedrisatından geçen birçok kardeşimiz yıllardır bürokraside, iş dünyasında, sivil toplumda yahut dünyanın farklı köşelerinde ‘sizin en iyiniz insanlığa en yararlı olandır’ inancıyla insanlığa hizmet ediyor. ‘100 yıl sonrasını düşünüyorsan insan yetiştir’ diyen irfanın kurumsallaşmış hali olan vakfımızın yürüttüğü çalışmaların ehemmiyetini bugün çok daha güzel anlıyoruz. Zelzele felaketinin bizlere hatırlattığı gerçeklerin başında dünya hayatının geçiciliği geliyor. İşte şu anda vilayetleri dolaşırken oralarda ebediyete irtihal eden ailelerin hayatta kalanlarını gördük. Bu ortada 900’e yakın amputemiz var. Bunların içerisinde yavrularımız var. Aleyna’mız var. Bu Aleyna’mız, annesini de, babasını da kaybetti. Şu anda teyze kızı hemşire, onunla hayata tutunacak. Ne büyük imtihan. Bütün bu imtihanları aşarak daima birlikte bu yola yürüyeceğiz inşallah.
“Geride amel defterimizi açık tutacak yapıtlara imza atmamız gerekiyor”
Son günlerde bir kere daha gördük ki hepimiz birer faniyiz. Bir can taşıyoruz, onun da bizden ne vakit alınacağını hiçbirimiz bilmiyoruz. Uykuya daldığımızda nasıl uyanacağımızın, yarına çıkıp çıkmayacağımızın, bir sonraki ramazanı görüp göremeyeceğimizin bilgisine sahip değiliz. Bunun için biz dünyadan göçsek de geride amel defterimizi açık tutacak yapıtlara imza atmamız gerekiyor. Daima söylediğimiz üzere aslolan Allah’ın verdiği can emanetini hakkıyla teslim etmek ve gök kubbede beğenilen bir sada bırakmaktır.
Bu fani dünyada temel problem mal, mülk, koltuk değil, kalpleri kazanmak, gönülleri fethetmek, ülkesine, milletine, ümmete ve tüm insanlığa güzel işler yapmaktır. Bizler geride kalıcı eserler için çalışan, bu uğurda efor harcayan insanlarız. Bu anlayışla 40 yıldır siyasetin farklı kulvarlarında aziz milletimize aşkla hizmet ediyoruz. Allah’ın takdiri, milletimizin de tensipleriyle başbakan ve cumhurbaşkanı olarak Türkiye için, Türk milleti için çok kıymetli projelere hamdolsun imza attık. Her karışında bir şehit yatan bu aziz vatanı ebediyen payidar kılmak, global nizamda hak ettiği yere ulaştırmak için ağır uğraş harcadık.
“Ciddi sorunlarla, önemli sınamalarla da karşılaştık”
85 milyon vatandaşımızla birlikte dünyadaki tüm mazlum ve mağdurların umudu olan bir Türkiye için hakikaten çetin gayretler verdik. Elbette 40 yılı aşan bu şiddetli süreçte önemli kahırlarla, önemli sınamalarla da karşılaştık. Cumhuriyet mitinglerinden Seyahat olaylarına, 17-25 Aralık kumpasından 15 Temmuz alçak darbe teşebbüsüne kadar milletimizin iradesini gasbetmeye yönelik birçok saldırıyı Allah’a hamdolsun boşa çıkardık.
“Türk siyasetinde tarihi bir değişim gerçekleştirdik”
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi başta olmak üzere hayata geçirdiğimiz ıslahatlarla Türk siyasetinde tarihi bir değişim gerçekleştirdik. Bugün artık daima ekonomik ve siyasi krizlerle boğuşan değil, savunma sanayiinden terörle uğraşa, sıhhat, eğitim, ulaşım ve güce kadar her alanda başarılarıyla destan yazan bir Türkiye var.
